Beynim Bir Rahat Bıraksa da Çalışsam!

3 yıl önce

“Ben mi sınava gidiyorum, sınav mı bana geliyor?”

“Sınav senin beyninin içinde. Peki, beynim nerede?”

“Beynimi sınava bırakayım, o yapsın. Ben izninizle gidiyorum.”

“Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Ben miyim hala çalışma masasında iki büklüm duran. Sayın Cahit Sıtkı’ya da selam ediyorum. Bir edebiyat beni yarıda bırakmadı bu hayatta. Yanlış da yapsam canı sağ olsun. Of ben yine nerelere geldim. Beynim bir rahat bıraksa çalışmaya başlayacağım.”

Ah o beyin!

Peşi sıra gelen düşünceler, aynı anda gelen düşünceler, birbirine çarpan düşünceler, birbirinin üstüne çıkan düşünceler...

Düşünceler cümbüşü. Bu cümbüş çoğu zaman yoruyor bizi. İçinden çıkıp da ders çalışmaya başlamak çok zor olabiliyor. Başlandığı zaman devam etmesi de başka bir zor yanı. Bir de üstüne bir korku geliyor: "Ben ne yapacağım ya, nasıl çıkacağım bu işin içinden?"

O zaman cevap Orhan Veli’den gelsin.

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava...

“Bu da ne şimdi? Hocam sizin beyniniz benden daha cümbüş.” diyebilirsiniz. Sevgili arkadaşlar havayı hafife almayalım. Bedavayken de yararlanalım. Nasıl yani?

Şöyle; nefes alışverişinin sık olması dikkatsiz davranışlara, endişeli ruh haline ve paniğe neden olmakta, panik hali ve endişeli düşünceler de nefes alışverişini hızlanmasına yol açmaktadır. Normal zamanlarda dakikada 16 adet nefes alınırken kişilerin stres altında 20 adet nefes aldıkları görülüyor.

Durum böyle olunca da etkili bir nefes çalışması önem kazanıyor. Nefes çalışmaları sayesinde birbirleriyle yan yana giden, yan yana giderken çarpışan düşünceleri sıraya koymak mümkün. 

Geçen hafta "Bilişsel Esneklik" yazısında da belirttiğimiz gibi düzenli olarak nefes çalışmaları yapmak bizi yoran düşüncelerimize farklı perspektiflerden bakmamızı sağlarken kendimiz için yeni yollar oluşturmamıza da yardımcı olur. 

Bu nefes çalışmasının nasıl olabileceğine biraz daha yakından bakalım:

Rahat hissettiğiniz herhangi bir köşeye geçebilirsiniz.

Bu köşede isterseniz oturabilir, isterseniz yatabilirsiniz. Kendinizi nasıl rahat hissediyorsanız o şekilde durabilirsiniz.

Mümkün olduğunca omuzlarınızı serbest bırakmaya çalışın.

“Omuzları serbest bırakmak mı?” Bunun ne demek olduğunu tam anlamayabilirsiniz. Beynimiz kriz yaşarken bedenimiz de kasıldıkça kasılır. Böyle bir anda omuzlara bakmakta fayda var. Stres ve panik halinde fark etmeden omuzlarımızı kasıyoruz. Kasılan omuzla birlikte boynumuz da içine çekiliyor ve kulaklarımızla omuzlarımız birbirine iyice yaklaşıyor. İşte bu duruş bedenimizin kasıldığı, stresimizin yoğunlaştığı, nefesimizin hızlandığı ya da bölük pörçük olduğunun sinyallerini veriyor bize. Bu sebeple de bırakalım omzumuz aşağıya düşsün.

4 saniye nefes alın.

Bu sırada nefesinize odaklanarak nefesinizin vücudunuzda gezdiğini düşünebilirsiniz. Nefesinizi isterseniz daha çok göğsünüzde isterseniz karnınızda ya da sırtınızda hissedebilirsiniz.

6 saniyede aldığınız nefesi verin.

Nefes verirken aldığınızdan daha yavaş bir şekilde nefesinizi verebilirsiniz. Bu sırada vücudunuzu gözlemlemek iyi olacaktır. Vücudunuzun daha çok hangi bölgesini sıktığınızı nefesinizi verirken fark edebilirsiniz. İlk zamanlar buraları gevşetmek zor olacaktır. Hatta “Hocam ben nefesime odaklanamıyorum. Aklıma hep sınavda ne yapacağım geliyor.” diyebilirsiniz. Aklınıza düşüncelerin gelmesi de bu çalışmanın parçası. Uzun zamandır zihnimizde beliriveren düşünceleri bir nefesle dönüştüremeyiz; fakat kendimize bu çalışmalar için alan açtıkça, bu çalışmaları düzenli bir hale getirdikçe daha farklı bir dünyanın mümkün olduğunu da göreceksiniz. Bilişsel esnekliğin sırrı da burada yatıyor.

 

Kaynakça

BALTAŞ, A. Zuhal, Stresle Başa Çıkma Yolları. Remzi Kitabevi, 16.

YILDIRIM, İ. (1991). Stres ve stresle başa çıkmada gevşeme teknikleri. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(6).

 

Uzman Psikolojik Danışman Ayşegül Küçüknane

İlginizi Çekebilir

© 2022 Koçum Yanımda | Tüm Hakları Saklıdır. © Koçum Yanımda, Doping Hafıza ürünüdür.